17. Hukuk Dairesi 2015/6705 E. , 2018/790 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı … şirketi tarafından ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı aracın davacının sürücüsü olduğu araca çarpması şeklinde gerçekleşen kaza sonucu davacının yaralanması sebebiyle uğradığı sürekli ve geçici iş göremezliğe dayalı maddi zararları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili; 09/09/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 36.757,39 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili; cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da katılmamıştır.Mahkemece, davanın kabulü ile 10.490,40 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 26.266,99 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplam 36.757,39 TL’lik talebin kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece tarafların kusur durumlarının tespitine yönelik yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.Dava konusu olaya ilişkin olarak düzenlenen kaza tespit tutanağında davacı araç sürücüsünün kusursuz olduğu; soruşturma aşamasında alınan trafik bilirkişisi tarafından düzenlenmiş olan raporda davacı sürücünün asli kusurlu olduğu; ceza yargılaması sırasında alınan trafik bilirkişisi tarafından düzenlenmiş olan raporda davacı sürücünün asli kusurlu olduğu; yine davalı aleyhine SGK tarafından rücu talepli açılan … İş Mahkemesi 2012/326 Esas sayılı dosyasında alınan … Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen 30/05/2013 tarihli raporda davacı sürücünün %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla, mahkemece hükme esas alınan trafik bilirkişisi raporunda ise davacı araç sürücüsünün %60 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu ile özellikle Yargıtay ilgili dairesince onanan SGK rücu dosyası arasındaki kusur durumuna ilişkin oran farklılığı konusundaki çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan çelişkilerin giderilmesi yönünde gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
3-Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda 04.12.2013 tarihli … Üniversitesi Adli Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre alınmış rapora göre davacının %24 oranında daimi maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek aktüer hesabı yaptırılmıştır. Hükme esas alınan raporda kaza tarihi olan 20.11.2011 tarihi itibariyle yürürlükte olan “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri esas alınması gerekirken “Sosyal
Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü” hükümlerine göre düzenlenen 04.12.2013 tarihli maluliyet raporunun hükme dayanak yapılması doğru olmamıştır. O halde mahkemece, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının, iyileşme süresinin belirlenmesi amacıyla Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak rapor alındıktan sonra aktüer hesabı yaptırılıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacının maruz kaldığı iş göremezlik tazminatının belirlenebilmesi için zarar görenin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Dava dilekçesinde davacının inşaatlarda demirci ustası olarak çalışmakta olduğu, kalifiye ve aranan eleman özelliğinde olan davacının günlük yevmiyesinin 100,00 TL civarında, aylık net gelirinin ise 2.000,00 TL’nin üzerinde olduğu iddia edilmiştir. Davacı tarafça dosyaya …Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü’nce düzenlenen Betonarme Demirciliği Sertifikası sunulmuştur. … İl Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen 19.07.2013 tarihli sosyal ve mali durum araştırma formunda davacının demir ustası olduğu, aylık net 2.000,00 TL ile 3.000,00 TL arasında olduğu belirtilmiş; … İnşaat Taşeron Kalfa ve Ustaları Kültür ve Eğitim Dayanışma Derneği ile … Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne yazı yazılarak emsal ücret araştırması yapılması talep edilmişse de talep yazısı iade edilmiş, … Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 25.02.2014 tarihli yazısında tespit yapılamadığı bildirilmiştir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kaza tarihinde demirci ustası olarak çalıştığının anlaşıldığı, davacının kaza tarihindeki aylık net kazancının somut ve objektif bilgi ve belgelerle tespit edilmesi gerektiği kanaati hasıl olmakla birlikte, … İl Emniyet Müdürlüğü’nce düzenlenen 19.07.2013 tarihli Sosyal ve Mali Durum Araştırma Formunda davacının aylık kazancının miktarına ilişkin tespitin kabulü halinde, HMK 26. madde uyarınca davacı vekilinin talebi ile de bağlı kalınarak, davacının
kaza tarihindeki aylık net kazancının 2.000,00 TL olduğunun kabulü ile değerlendirmeye gidilmiş, buna göre aynı tarihte AGİ içermeyen asgari aylık net ücrete göre davacının asgari ücretin 3,3 katı aylık kazanç elde ettiği tespiti ile hesaplama yapılmıştır. İnşaat yapım işi (Demir), işin özelliği gereği yılın belirli aylarında yapılabilen ve bizzat çalışma isteyen mevsimlik bir iştir. Davacının gelirinin belirlenmesinde bu husus dikkate alınarak davacının yaşadığı ve çalıştığı yerler de dikkate alınarak inşaatlarda demirci ustalığı yapan bir kişinin yılın kaç ayı ve ayda kaç gün çalışabileceği çeşitli kuruluşlardan tespit edilerek, hesaplama yapılması gerekmektedir.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yılın tamamında aynı geliri elde edeceği kabul edilmiştir. Davacının inşaat işinde çalıştığı ve bu nedenle sadece inşaat sezonunda çalışabileceği hususu dikkate alındığında, yılın tamamında aynı geliri elde edeceği kabul edilmek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, belirlenen ücretinin AGİ içeren asgari ücrete oranına göre hesaplama yapılması gerekirken, AGİ içermeyen asgari ücrete göre oranlaması yapılarak yüksek katsayı üzerinden hesaplama yapılması da isabetli görülmemiştir.
5-Davacıya SGK’dan 17/02/2012 tarihinde 2.859,96 TL geçici işgöremezlik ödeneği ödemesi yapılmış, buna ilişkin Isparta İş Mahkemesi’nin 2012/326 Esas sayılı dosyası ile rücu davası açılmış olup yapılan bu ödeme hesaplanan tazminattan mahsup edilmemiştir.
Davacıya kurum tarafından yapılan bu ödemenin hesaplanan tazminattan mahsubu yoluyla tazminata hükmedilmesi gerekirken aksi şekilde karar verilmesi isabetli olmamış, bozma sebebi yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2),(3),(4) ve (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.